İstanbul Yaklaşımı Yeniden
Türkiye ekonomisinin çok önemli yapısal sorunları var. Bir çırpıda bu sorunlara örnek vermek gerekirse şöyle sıralamak mümkündür. (1) Yetersiz tasarruf oranı, (2) bozulmuş demokratik hukuk sistemi (11. Kalkınma planında da bunun altı çizilmekte), (3) yerel kaynaklara dayalı üretimi bozan ithalata dayalı üretim yapısı, (4) uygulanan hatalı ekonomi politikaları (yüksek faiz-düşük kur politikası gibi), (5) TCMB, BDDK, SPK gibi kurumların özerkliklerinin tartışılıyor olması, (6) kamu kesimi bütçe disiplininin siyasi gelişmelere göre değişim göstermesi, (7) kamu kurumlarına yapılan atamalarda liyakat esaslarına uyumun yeterince gözetilmemesi gibi sorunlar hemen akla gelenlerin başında yer almaktadır. Bu sorunlar orta ve uzun vadede çözülmesi gereken siyaset üstü konulardır.
Kısa vadede çözülmesi gereken en önemli sorun ise reel sektörün (sanayi, tarım, turizm ve teknoloji gibi) finansal sorunlarının çözüme kavuşturulması sorunudur. Bu finansal sorun neden büyüdü? Bunun cevabı önemli ölçüde yukarıda sıralanan sorunlara dayansa da yine önemli ölçüde şirketlerin hatalı finansal planlamalarından ve bankaların sorumlu kredilendirmede yavaş davranmalarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla çözüm de her üç kesimde aranmalıdır.
İstanbul Yaklaşımı ya da İstanbul Ticaret Odası tarafından verilen isimle Finansal Restorasyon paketi 18 Temmuz 2019 tarihinde TBMM’de kabul edilen torba kanuna eklenerek yasalaştı. Bu yasa ile bu krizin faturası bankalar ve borçlular arasında paylaştırılacak gibi gözüküyor. Şimdilik hanehalkı bu faturaya ortak değil. Bu paketin başarısızlığı faturanın hanehalkına kesilmesi anlamına gelecektir. Bu nedenle bu paketin başarılı olması ve istenen hedeflere ulaşması bütün ülke için hayati önem taşımaktadır.
Bu yasa ile neler hedefleniyor?
Öncelikle bu kanun ile;
- Sadece bankalar değil finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve diğer finansal kuruluşlarla kredi ilişkisinde bulunan borçluların borçları yeniden yapılandırmaya tabi tutulabilecek.
- Yapılandırma ancak borçlarını geri ödeyebileceğine kanaat getirilen borçlularla yapılabilecek.
- Yapılandırma anlaşması ile anapara ve faiz silme de dahil her türlü imkan kullanılabilecek ve bu anlaşmalar ile alınabilecek bu tür tedbirler bankacılık kanununa göre suç olarak tanımlanan fiillere dahil olmayacak.
- Yapılandırma anlaşması ile borçluların organizasyonu da yeniden yapılandırılabilecek ve yönetimlerinde de değişikliğe gidilebilecek.
- Yapılandırma anlaşmasına dahil olan bankaların TCMB nezdinde tutacakları zorunlu karşılıklarda farklı oranlar uygulanacak. Bu yöntemin para politikası ve enflasyona etkileri ayrıca araştırılmalıdır.
Daha önce büyük ve ultra büyük firmalar borçlarını münferiden yapılandırırken akabinde borçları 100 milyon TL tutarı aşan firmalara da yapılandırma olanağı tanınmıştı. İstanbul Yaklaşımı ile önceki iki imkandan faydalanamayan görece küçük firmalar yani ağırlıklı olarak KOBİ’ler de yapılandırma olanağına kavuşmuş olacaklar.
İstanbul Yaklaşımı ya da Finansal Restorasyon Paketi ile 100 milyar TL tutardan fazla bir borç miktarının yeniden yapılandırılması beklenmektedir. Başarılı olması halinde bankacılık sektörü, reel sektör ve kamu kesimini içeren her üç kesim de kazançlı çıkacaktır. Bankalar batacak kredilerini kurtarıp (ya da çok düşük bedellerle satmaktan kurtulacak) ayırdıkları karşılıkları silerken karlılıklarını da arttıracaklardır. Firmalar borçlarını yeniden yapılandırarak durma noktasına gelen faaliyetlerine yeniden başlayıp hem borçlarını ödeyebilecek ve hem de ekonomiye katkı sağlayacaklardır. Kamu kesimi de işlemeye başlayan ekonomi sayesinde daha çok vergi toplarken artan istihdam ve ekonomik aktivite ile gelirlerini arttıracaktır.
Ancak, İstanbul Yaklaşımı tek başına bir sihirli değnek değildir. İlk paragrafta sıralanan sorunların çözümü için gereken adımlar atılmaya başlanmazsa İstanbul Yaklaşımı’ndan arzulanan seviyede sonuç alınmayabilecektir. Hükümet tarafından bu yönde de acilen adımlar atılması piyasalara güven verecek ve bu paketin başarıya ulaşmasını kolaylaştıracaktır.
24 Temmuz 2019
Prof. Dr. Mehmet Hasan Eken
TEMAR Başkanı
Kaleminize sağlık Hasan Hocam, özellikle son paragrafı önemsiyorum, işin özü olması hesabı ile…